Üç Kapılı Şato

Üç Kapılı Şato

Bir zamanlar, unutulmuş vadilerin birinde, kimsenin cesaret edemediği eski bir şato yükselirdi. Şatonun soğuk taş duvarları, zamana meydan okuyan yosunlarla kaplıydı ve üç büyük kapısı vardı. Efsaneye göre, bu kapıların ardında inanılmaz bir hazine saklıydı. Ancak, bu kapılardan geçmek isteyen kişi, cesaretini, zekasını ve sabrını kanıtlamalıydı.

Gezgin ve Yaşlı Adam

Bir gün, vadiden geçen bir gezgin, yolda bir yaşlı adamla karşılaştı. Adam, bastonuna yaslanmış, gözlerinde bilgelik dolu bir parıltıyla gezgini süzdü.

“Evlat, şatonun kapılarını duymuş olmalısın,” dedi yaşlı adam, uzun beyaz sakalını okşayarak.

Gezgin, sırtındaki eski çantasını düzeltip cevap verdi:
“Evet, duydum. Hazineyi bulmak istiyorum. Ama oraya kimse girmeye cesaret edememiş.”

Yaşlı adam gülümsedi. “Hazine cesur olanındır. Ama dikkat et, her kapı seni sınayacak. Başarısız olursan, şato seni bir daha bırakmaz.”

Gezginin gözleri kararlılıkla parladı. “Ben denemeye hazırım!”

Birinci Kapı: Korkunun Gölgesi

Gezgin, şatonun birinci kapısının önünde durdu. Kapının üzerinde şu sözler yazıyordu:
“Korkularınla yüzleşmeden içeri giremezsin.”

Kapıyı açar açmaz derin bir karanlıkla karşılaştı. İçeriden uğultular yükseliyordu, sanki görünmeyen yaratıklar gezginin üzerine doğru geliyordu.

“Bu sadece bir yanılsama,” diye fısıldadı kendi kendine.
Ancak, adımları ağırlaştıkça gölgeler daha da büyüdü. Birden bir çocuk sesi duydu:
“Lütfen beni kurtar! Yardım et!”

Gezgin, korkuyu bir kenara bırakıp sese doğru koştu. Ancak birden gölgeler dağıldı ve kapının diğer tarafı belirdi. İlk kapıyı geçmişti.

İkinci Kapı: Bilgelik Sınavı

İkinci kapının üzerindeki yazıda şu kelimeler kazılıydı:
“Gerçeği görmeden ilerleyemezsin.”

Kapıyı açtığında, önünde iki yol belirdi. Biri çiçeklerle kaplı, neşeli kuş seslerinin geldiği bir yoldu. Diğeri ise taşlı ve sisliydi, tehlike dolu görünüyordu.

Birden bir ses yankılandı:
“Doğru yolu seçmezsen, şatonun tuzağına düşeceksin.”

Gezgin bir an durdu. Çiçekli yol çekici görünüyordu, ancak gerçek genelde zorlukların ardında saklanırdı. Tereddüt etmeden taşlı yolu seçti. Yolun sonunda, parlak bir ışık belirdi ve ikinci kapıyı da başarıyla geçti.

Üçüncü Kapı: Sabır ve İnanç

Üçüncü kapı, şatonun en büyüğüydü. Üzerinde sadece şu sözler yazıyordu:
“Sabırlı ol ve bekle.”

Kapıyı açtı ve kendini boş bir odada buldu. Hiçbir şey yoktu. Hazine de görünürde değildi. Gezgin oturup beklemeye başladı. Dakikalar saatlere dönüştü. Kendi kendine mırıldandı:
“Belki bir şeyleri yanlış yaptım. Ama sabırlı olmalıyım.”

Bir süre sonra, odanın ortasında bir ışık huzmesi belirdi. Bu huzme, altın bir sandığı aydınlatıyordu. Sandığın üzerinde şu sözler yazıyordu:
“Gerçek hazine, bu kapılardan geçerken kazandıklarındır.”

Gezgin sandığı açtı ve içinde sadece bir ayna buldu. Aynada kendi yorgun ama mutlu yüzünü gördü. Anladı ki, bu yolculuk cesaretini, zekasını ve sabrını sınamak için bir sınavdı. Gerçek hazine ise onun artık daha bilge, daha cesur ve daha güçlü bir insan olmasıydı.

Sonuç

Gezgin, üç kapılı şatodan çıktığında yaşlı adam onu bekliyordu. Yaşlı adam gülümseyerek,
“Şimdi anladın mı? Hazine, altın ya da mücevher değil, insanın kendi ruhunu keşfetmesidir,” dedi.

Gezgin başını salladı ve vadide yürümeye devam etti. Artık dünya, ona çok daha farklı görünüyordu.

SON

Bu masal, çocuklara cesaretin, bilginin ve sabrın insanı büyüten en değerli hazineler olduğunu anlatır. 😊

Evet çocuklar Üç Kapılı Şato adlı masalımızda burada bitti. Sizde Grimm Masalları yazarak tarafımıza gönderebilirsiniz. Gönderdiğiniz masallar sayesinde binlerce çocuk masal okuyarak uyuyacak. Masal göndermek için aşağıda ki resme tıklayabilirsiniz.