Renklerin Kralı ve Küçük Ressam
Renklerin kaybolduğu bir diyarda yaşayan Küçük Ressam, Renklerin Kralı'nın rehberliğinde kırmızı, yeşil ve mavi renkleri geri getirmek için sevgi, sabır ve huzur dolu hayaller kurarak yolculuğa çıkar. Her durakta duygularının gücüyle renkleri geri kazandırır. Sonunda Renklerin Kralı ona dünyayı güzelleştirmek için Sonsuz Renk Fırçası'nı hediye eder. Böylece Küçük Ressam, hayal gücüyle herkese renkleri ve mutluluğu yeniden hatırlatır.

Renklerin Kralı ve Küçük Ressam
Bir zamanlar, yeryüzünde tüm renklerin parladığı, doğanın rengârenk olduğu muhteşem bir ülke varmış. Bu ülkenin gökyüzü masmavi, ormanları yemyeşil, çiçekleri ise kırmızı, mor, sarı renklerle bezenmişmiş. Bu renklerin içinde yaşayan Küçük Ressam adında bir çocuk varmış. Küçük Ressam, resim yapmayı çok sever, elindeki fırçalarla sürekli yeni şeyler yaratırmış. Resim yaparken mutlu olur, boyaların dünyasını keşfettikçe daha da heveslenirmiş.
Bir sabah, Küçük Ressam her zamanki gibi erkenden kalkmış, bahçesine çıkmış. Ancak gözlerine inanamayacağı bir manzarayla karşılaşmış. Bahçedeki tüm çiçekler, yapraklar, hatta gökyüzü bile solgun, gri ve renksizmiş.
- “Bu da ne? Çiçeklerim nerede? Renklerim nerede?” demiş Küçük Ressam şaşkınlıkla.
Hemen eline fırçasını almış ve boyalarıyla çiçekleri boyamaya çalışmış. Ancak boyadığı her şey tekrar grileşmiş. Renkler bir türlü yerinde durmuyormuş! Küçük Ressam ne yapacağını bilemeden etrafına bakarken gökyüzünde parlayan bir yıldız dikkatini çekmiş. Yıldız parlak ve dev bir şekle bürünerek onunla konuşmaya başlamış.
- “Küçük Ressam, üzülme. Ben Renklerin Kralı. Renklerin neden kaybolduğunu ve onları nasıl geri getirebileceğini sana anlatacağım.”
Küçük Ressam hayretle yıldızın, yani Renklerin Kralı’nın sözlerini dinlemeye başlamış.
- “Peki, neden kayboldu renkler, Renklerin Kralı?” diye sormuş, merak ve endişe içinde.
Renklerin Kralı sakin bir sesle açıklamış:
- “Dünyadaki renkler insanların mutluluğundan, hayal gücünden ve sevincinden beslenir. Ama zamanla insanlar hayal kurmayı, sevmeyi ve renkleri hissetmeyi unuttular. Renkleri geri getirmek için senin gibi güçlü bir hayal gücüne sahip bir çocuğun yardımına ihtiyacım var.”
Küçük Ressam gururla fırçasını tutarak gözlerini parıldatmış.
- “Ne yapmam gerekiyor, Renklerin Kralı? Renkleri nasıl geri getirebilirim?”
Renklerin Kralı, üç özel renkten başlayacağını ve bu renkleri bulabilmesi için ona rehberlik edeceğini söylemiş. Böylece Küçük Ressam, renklerin peşine düşmüş. İlk hedef Kırmızıların Vadisiymiş.
Kırmızıların Vadisi
Küçük Ressam, elinde fırçası ve boya paletiyle Kırmızıların Vadisi’ne doğru yola koyulmuş. Vadinin girişinde her şey solgun ve renksiz görünüyormuş. Vadinin ortasına vardığında büyük bir kayanın üzerinde eski bir yazıt görmüş. Yazıtı okuduğunda şu kelimeler yazıyormuş:
- “Kırmızıyı bulmak için cesur olmalısın. Sevgi dolu hayaller kurmalısın.”
Küçük Ressam, gözlerini kapatıp kalbinde en çok sevdiği şeyleri düşünmeye başlamış. Ailesi, en yakın arkadaşları, sevdiği oyunlar… Sevgi dolu hayalleri içinde canlandıkça, elindeki fırçayı vadideki çiçeklere doğru sallamış. Birden, vadideki çiçekler ve ağaçlar yavaş yavaş kırmızı renge bürünmeye başlamış. Çiçekler tekrar eski parlak renklerine kavuşmuş, vadinin her köşesi kırmızı çiçeklerle dolup taşmış.
Küçük Ressam hayretle etrafına bakmış, kalbi sevgi ve mutlulukla dolup taşarken şöyle demiş:
- “Demek ki kırmızı renk sevgiden besleniyor. Renklerin gücü, içimizdeki duygulardan geliyor!”
O anda Renklerin Kralı yeniden belirmiş.
- “Harikasın, Küçük Ressam! Sevgi dolu kalbin kırmızıyı geri getirdi. Şimdi sırada Yeşilin Ormanı var. Orada doğanın sabır ve uyum gücünü bulman gerekiyor.”
Yeşilin Ormanı
Küçük Ressam, heyecanla Yeşilin Ormanı’na doğru ilerlemiş. Ormanın içinde ilerlerken ağaçların, çimenlerin ve yaprakların gri olduğunu görmüş. Yapraklar sanki canlılıklarını yitirmişler gibi cansızmış. Tam o sırada büyük bir kaplumbağa, yavaş adımlarla Küçük Ressam’ın yanına gelmiş. Bilge Kaplumbağa derin bir nefes alarak konuşmaya başlamış:
- “Yeşili geri getirmek mi istiyorsun, küçük dostum?”
Küçük Ressam başını sallamış.
- “Evet, Bilge Kaplumbağa. Nasıl geri getirebilirim?”
Bilge Kaplumbağa gülümsemiş.
- “Yeşil, doğanın rengidir. Sabır ve uyum içinde büyümeyi simgeler. Eğer yeşili geri getirmek istiyorsan, doğanın sesini dinle ve sabırlı hayaller kur.”
Küçük Ressam gözlerini kapatmış ve doğanın seslerini dinlemeye başlamış. Ağaçların hışırtısı, rüzgarın sesi, kuşların ötüşü… Kalbinde bir huzur dolmuş ve sabırla doğanın büyüklüğünü hayal etmiş. Ardından elindeki fırçayı yavaşça ağaçlara ve çimenlere doğru uzatmış. Ormanın her köşesi yeşil renge bürünmüş, ağaçlar eski ihtişamına kavuşmuş.
Küçük Ressam şaşkınlıkla etrafına bakmış.
- “Doğa sabırlı ve uyumlu olmayı öğretiyor! Yeşili geri getirebildim!”
Renklerin Kralı tekrar belirmiş ve ona takdirle bakmış.
- “Yeşili geri getirdin çünkü doğanın sabrını ve uyumunu anladın. Şimdi son durağa, Mavinin Denizi’ne gitme zamanı geldi. Orada huzuru bulman gerekecek.”
Mavinin Denizi
Küçük Ressam son durağa, Mavinin Denizi’ne varmış. Ancak deniz de tıpkı diğer yerler gibi griymiş, maviliğinden eser yokmuş. Dalgalarda hüzünlü bir sessizlik hâkimmiş. Küçük Ressam, sahilde yürürken, kendisini izleyen küçük bir deniz yıldızıyla karşılaşmış.
- “Maviyi geri getirmek için mi geldin, Küçük Ressam?” diye sormuş deniz yıldızı.
- “Evet. Huzuru ve sadeliği bulmam gerektiğini biliyorum ama nasıl yapacağımı bilmiyorum.”
Deniz yıldızı hafifçe gülümsemiş.
- “Mavi, huzurun ve güvenin rengidir. Derin bir nefes al ve kendini mavi dalgaların sakinliğine bırak. Huzurlu hayaller kur.”
Küçük Ressam, derin bir nefes almış ve gözlerini kapatmış. Kendini serin dalgaların arasında yüzdüğünü, hafif rüzgarla dans eden su damlacıklarını hissetmiş. Kalbinde huzurla denizin maviliğini hayal ettiğinde, elindeki fırçayı denize doğru sallamış. Aniden, deniz eski mavi rengine kavuşmuş, dalgalar masmavi parıldamaya başlamış.
Küçük Ressam mutlulukla gülümsemiş.
- “Mavi, gerçekten huzurla ilgiliymiş. Huzuru içimde bulunca maviyi geri getirebildim.”
Renklerin Geri Dönüşü
Küçük Ressam, bütün renkleri geri getirdikten sonra, Renklerin Kralı bir kez daha karşısına çıkmış ve ona teşekkür etmiş.
- “Senin gibi güçlü bir hayal gücüne sahip bir çocuk olmasaydı, renkler kaybolurdu. Cesaretin, sevgin, sabrın ve huzurun sayesinde dünya eski güzelliğine kavuştu. Sana bir hediye vermek istiyorum, Küçük Ressam.”
Renklerin Kralı, Küçük Ressam’a Sonsuz Renk Fırçası adında sihirli bir fırça hediye etmiş. Bu fırça, hayal gücü olan herkesin içindeki renkleri ortaya çıkarmasını sağlıyormuş.
Küçük Ressam bu hediyeyi büyük bir gururla kabul etmiş ve Renklerin Kralı’na teşekkür etmiş.
- “Artık dünyayı daha güzel bir yer haline getirebilirim! Her yere renk ve mutluluk katabilirim!”
Ve o günden sonra, Küçük Ressam, her gittiği yerde hayal gücünü kullanarak dünyayı güzelleştirmiş. İnsanlar da onun sayesinde renklerin, sevginin ve hayal gücünün ne kadar önemli olduğunu yeniden hatırlamış.
Evet çocuklar Renklerin Kralı ve Küçük Ressam adlı masalımızda burada bitti. Sizde Uzun Hikayeler yazarak tarafımıza gönderebilirsiniz. Gönderdiğiniz masallar sayesinde binlerce çocuk masal okuyarak uyuyacak. Masal göndermek için aşağıda ki resme tıklayabilirsiniz.
