Renklerin Şarkısını Söyleyen Çocuk

Küçük Mira, renklerin küslüğünden dolayı kasabanın renkli şarkılarının sustuğunu fark eder ve onları barıştırmak için yola çıkar. Ormanda yaşlı bir bilgeden aldığı tavsiye ile renklerin her birinin birbirine ihtiyacı olduğunu hatırlatır. Renkler barışır ve gökyüzünde yeniden şarkı söylemeye başlar. Mira’nın sevgisi ve anlayışı, kasabaya birlik ve neşe getirir.

Renklerin Şarkısını Söyleyen Çocuk

Bir zamanlar, masmavi gökyüzü ve yemyeşil ormanlarla çevrili, deniz kıyısındaki küçük bir kasaba varmış. Bu kasabanın en özel yanı, her akşam güneş batarken renklerin şarkı söylemesiydi. Gökkuşağı gibi birbirine karışan renkler, gökyüzünde büyülü bir dans başlatır ve kasabayı büyüleyici bir melodiyle doldururdu. Kırmızı, sarı, mavi ve diğer tüm renkler, havada süzülen notalar gibi birlikte şarkı söylerdi. Herkes bu anları sabırsızlıkla bekler, huzurla dinlerdi.

Fakat bir gün, renkler sessiz kaldı. Ne gökyüzünde bir nota yankılandı, ne de renklerin dansı gözüküyordu. Kasabanın neşesi kaybolmuştu. İnsanlar endişelenmeye başlamış, renklerin şarkısını neden susturduğunu merak etmişlerdi. Aralarında, bu duruma çok üzülen bir çocuk vardı: Mira. Mira, her akşam renklerin şarkısını dinlemekten büyük bir mutluluk duyardı ve şimdi onların sessizliği içini derin bir hüzünle dolduruyordu.

Mira, bu sessizliğin nedenini bulmaya kararlıydı. Günlerce düşündü, kasabanın diğer sakinleriyle konuştu ama kimse nedenini bilmiyordu. Bir sabah, güneş henüz yeni doğarken, Mira içindeki cesareti topladı ve ormanın derinliklerine doğru yola koyuldu. Renklerin sırrını çözmek için kalbinde büyük bir kararlılık vardı. Renklerin şarkısını söyleyen çocuk olarak, onları yeniden konuşturabileceğine inanıyordu.

Ormanın Derinliklerindeki Bilgelik

Ormanda yürürken, ağaçların fısıltıları ona yol gösterdi. Ormanın en derin, en sessiz köşesine vardığında, karşısına yaşlı bir bilge çıktı. Bu bilge, uzun yıllardır ormanda yaşayan ve renklerin sırlarını bilen biriydi. Gözleri bilgelikle parlıyordu.

“Merhaba, Mira,” dedi bilge yavaşça. “Renkler neden sustu, biliyor musun?”

Mira, düşünceli bir şekilde başını salladı. “Hayır, ama öğrenmek istiyorum. Çünkü renklerin şarkısı kasabanın neşesiydi ve ben onların yeniden şarkı söylemesini istiyorum.”

Bilge gülümsedi. “Renkler, Mira, birbirlerine küstüler. Kırmızı, sarıyı kıskandı; mavi, yeşilin gölgesinde kalmaktan rahatsız oldu. Her biri diğerinin daha parlak olduğunu düşündü ve artık birlikte şarkı söylemek istemiyorlar.”

Çocuklarımızın İlgisini Çekebilir  Hayvanlar Kralı Olma Görevi Masalı

Mira, bilgenin sözlerini duyunca derin bir nefes aldı. “Peki, onlara nasıl yardım edebilirim?” diye sordu. Bilge, Mira’nın gözlerine bakarak hafifçe başını salladı.

“Sen renklerin şarkısını söyleyen çocuk olabilirsin,” dedi. “Kalbindeki sevgi ve anlayışla, onları yeniden bir araya getirebilir, her birinin ne kadar özel ve önemli olduğunu hatırlatabilirsin.”

Renklerin Mağarasına Yolculuk

Mira, bilgeden aldığı bu tavsiyeyle ormanın daha da derinlerine doğru yürümeye devam etti. Sonunda, büyük bir mağaraya ulaştı. Bu mağara, renklerin eviymiş. Mağaranın içi karanlık ve sessizdi; renkler birbirlerine sırtını dönmüş, birbirleriyle konuşmuyordu.

Mira, cesur adımlarla renklerin yanına gitti. İlk olarak sarıya yaklaştı. “Sarı,” dedi nazikçe, “senin parlaklığın ve sıcaklığın olmadan güneş doğmaz. Senin gücün, hepimize mutluluk getiriyor. Ama kırmızı olmadan, sen de tam olamazsın.”

Sarı, yavaşça başını kaldırdı. “Ama kırmızı hep daha güçlü parlıyor,” dedi. Mira ise, “Kırmızının sıcaklığı seninle buluştuğunda, işte o zaman gökyüzü gerçek anlamda aydınlanıyor,” diye cevap verdi.

Sonra maviye döndü. “Mavi, senin huzurun olmadan gökyüzü sakin olmaz. Ama yeşil olmadan, yeryüzü canlanamaz.”

Böylece Mira, her bir renge kendi değerini hatırlattı. Renklerin şarkısını söyleyen çocuk olarak, Mira’nın sözleri renklerin kalbine dokunmuştu. Her biri, diğerinin varlığıyla daha parlak ve güçlü olduklarını fark etti. Kırmızı ve mavi, sarı ve yeşil, tüm renkler yavaşça birbirine dönerek konuşmaya başladı. İlk önce fısıltılar duyuldu, ardından o tanıdık melodi yeniden yankılandı.

Renklerin Barışı

Renkler birbirlerine sarıldığında, gökyüzünde muhteşem bir gökkuşağı belirdi. Kasabanın üzerinde yeniden büyülü bir şarkı yankılandı. İnsanlar sevinçle gökyüzüne bakarken, renkler yeniden dans etmeye başladı.

Mira, renklerin şarkısını duyduğunda kalbinde büyük bir mutluluk hissetti. Renklerin şarkısını söyleyen çocuk olmanın ne demek olduğunu artık biliyordu: İnsanlara, doğaya ve renklere sevgi ve anlayışla yaklaşmak, birlikte olduklarında ne kadar güçlü olabileceklerini hatırlatmak.

Çocuklarımızın İlgisini Çekebilir  Sandıktaki Sır – Dedemin Eski Kutusu

Masalın Sonu ve Öğüt

Mira kasabaya döndüğünde herkes ona teşekkür etti. Çünkü Mira, sadece renkleri değil, aynı zamanda insanları da bir araya getirmenin gücünü göstermişti. Kasabanın halkı, o günden sonra farklılıkların bir araya geldiğinde nasıl büyük bir güzellik yarattığını anladı.

Bu masal bize şunu öğretir: Herkes farklı olabilir, ama bir araya geldiğimizde hepimiz bir bütünü tamamlarız. Renklerin şarkısı, birlikte olmanın ve iş birliğinin ne kadar önemli olduğunu hatırlatır.

Evet çocuklar Renklerin Şarkısını Söyleyen Çocuk isimli masalımızda burada bitti. Sizde Klasik Çocuk Masalları yazarak tarafımıza gönderebilirsiniz. Gönderdiğiniz masallar sayesinde binlerce çocuk masal okuyarak uyuyacak. Masal göndermek için aşağıda ki resme tıklayabilirsiniz.

masal gonder

MasalAbi

Masal Abi Olarak Çocuklarıma Okumayacağım Hiçbir Masalı Evlatlarınıza Okumayacağımdan Emin Olabilirsiniz. Bende Bir Baba Olarak Kendi Evlatlarıma Okumadığım Hiçbir Masalı Sizlere Sunmuyorum.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


Başa dön tuşu