Zamanda Yolculuk Yapan Tren

Ege, garın köşesinde "Zamanda Yolculuk Treni" adında büyülü bir tren keşfeder ve geçmişe ve geleceğe seyahat eder. Geçmişte bir köyde Ali adında bir çocukla arkadaş olur, gelecekte ise uçan kaykaylarla macera yaşar. Yaşlı tren şoförü ona zamanın en büyük hazine olduğunu öğretir. Ege, eve döndüğünde her anı dolu dolu yaşamaya karar verir.

Zamanda Yolculuk Yapan Tren

Bir varmış, bir yokmuş… Küçük ve sakin bir kasabada, tren seslerinin yankılandığı eski bir gar varmış. Her sabah bu garın en meraklı ziyaretçisi, minik Ege adında bir çocukmuş. Ege, trenlere bayılır, her fırsatta garın büyük saat kulesinin altında oturur ve trenlerin gelişini beklerdi. Bir gün, garın en kuytu köşesinde, daha önce hiç görmediği bir trenle karşılaşmış. Tren, o kadar farklıymış ki, adeta büyülü bir dünyanın kapılarını aralıyormuş.

Trenin üzeri parlak mor renkle kaplanmış, kenarlarında altın süslemeler parlıyormuş. Üzerinde “Zamanda Yolculuk Treni” yazan büyük, eski bir tabela, trenin kapısına asılmış. Ege heyecanla trene yaklaşmış ve kapıyı çalmış. O sırada kapı yavaşça açılmış ve yaşlı bir adam başını çıkarmış. Adamın gözleri bilgeliği ve macera dolu anıları anlatıyormuş.

Merhaba küçük dostum!” demiş yaşlı adam gülümseyerek. “Bu tren, zamanı keşfetmek isteyenlere kapılarını açar. Sen de maceraya hazır mısın?
Ege’nin kalbi hızla atmaya başlamış. “Hazırım!” diyerek yaşlı adamın elini tutmuş ve trene adım atmış.

İçeriye girdiğinde gözlerine inanamamış! Trenin içi, dışından bile daha büyülüymüş. Koltuklar yıldız tozuyla kaplanmış gibi parlıyormuş ve tavanı adeta gece göğü gibiymiş. Her yerde parlayan küçük yıldızlar ve kuyruklu yıldızlar akıyormuş. Pencerelerden bakınca, gökyüzü rengarenk ışıklarla dolmuştu.

Yaşlı adam treni harekete geçirdiğinde, tren büyük bir gürültüyle hareket etmeye başlamış. “İlk durak: Geçmiş zaman!” diye anons etmiş yaşlı adam. Tren hızlandıkça Ege pencereden dışarıya bakmış ve zamanın akışını hissetmiş. Sonunda tren durduğunda, Ege kendini eski bir köyün içinde bulmuş. İnsanlar at arabalarıyla seyahat ediyor, sokaklarda çocuklar top oynuyor, pazar yerinde ise satıcılar sesleniyormuş.

Ege, küçük bir çocukla göz göze gelmiş. Çocuk ona doğru koşmuş. “Merhaba, sen kimsin?” diye sormuş.
Ege gülümseyerek, “Ben Ege. Zaman Treni’yle buraya geldim. Senin adın ne?” demiş.
Çocuk, “Benim adım Ali. Gel, sana köyümüzü göstereyim,” demiş ve ikisi birlikte köyde dolaşmaya başlamışlar.

Çocuklarımızın İlgisini Çekebilir  Küçük Arıcı ve Altın Çiçek

Köyde, Ege ve Ali tarlalarda koşmuş, ağaçların arasında saklambaç oynamışlar. Ali, Ege’ye köydeki büyük değirmeni, köy meydanındaki devasa ağacı ve köyün en yaşlısı olan dedeyi göstermiş. Dedesi, çocuklara zamanın kıymetini anlatan eski hikayeler anlatıyormuş. Ege bu eski zamanlara hayran kalmış. Ancak bir süre sonra, yaşlı adamın sesi trenden duyulmuş:
Ege, şimdi ileriye gitme zamanı! Trene geri dönmelisin.

Ege, Ali’ye veda ederek trene dönmüş. Trene biner binmez yaşlı adam, “Şimdi seni geleceğe götüreceğim,” demiş ve tren tekrar hızla ilerlemeye başlamış. Camların dışı bu kez parlak ışıklarla dolmuş, yıldızlar sanki Ege’ye el sallıyormuş. Tren, çok daha hızlı ilerliyormuş bu kez, çünkü geleceğe gidiyorlarmış.

Sonunda tren durduğunda, Ege gözlerine inanamamış. Gelecek öyle farklıymış ki! Gökyüzünde uçan arabalar dolaşıyor, robotlar sokaklarda insanlara yardım ediyormuş. Evler büyük cam binalar halinde yükseliyor, yollar ise ışıldıyormuş. Ege, burada da birkaç çocukla tanışmış. Çocuklardan biri, “Merhaba, senin giysin çok farklı. Nereden geldin?” diye sormuş.

Ege heyecanla, “Ben zamanda yolculuk yapıyorum! Siz nasıl bu kadar hızlı şeyler yapıyorsunuz?” diye sormuş.
Çocuklardan biri, “Bizim dünyamızda teknoloji çok ilerledi. Bak, bunu kullanarak gökyüzünde kayabiliyoruz,” demiş ve Ege’ye bir uçan kaykay göstermiş. Ege, gökyüzünde süzüldükçe kendini rüzgarın içinde gibi hissetmiş. Uçan kaykayla kaymak öylesine heyecan vericiymiş ki zamanın nasıl geçtiğini anlayamamış bile.

Ancak her güzel şey gibi, bu macera da sona ermek zorundaymış. Yaşlı adam tekrar seslenmiş:
Ege, artık eve dönme zamanı. Tren seni bekliyor.
Ege üzülse de trene geri dönmüş ve trene biner binmez tren hareket etmeye başlamış.

Tren, son kez kasabanın küçük garına döndüğünde, Ege’nin içi tarifsiz bir sevinçle dolmuş. Yaşlı adam ona son kez bakmış ve bilgece bir gülümsemeyle,
Zaman, senin en büyük hazinen. Onu iyi değerlendir, her anın tadını çıkar, çünkü zaman geri gelmez,” demiş.

Çocuklarımızın İlgisini Çekebilir  Ormandaki Sessiz Gece

Ege trenden indiğinde tren yavaşça kaybolmuş. Ancak Ege, bu unutulmaz macerayı hep kalbinde taşıyacakmış. O günden sonra, her gününü heyecanla ve keşif dolu geçirmeye karar vermiş.

Ve böylece, Ege’nin zamanı keşfettiği bu masal, hem onun hem de onu dinleyenlerin hafızasında sonsuza kadar yaşamış.

Evet çocuklar bu masalımızda burada bitti. Sizde Fantastik Masallar yazarak tarafımıza gönderebilirsiniz. Gönderdiğiniz masallar sayesinde binlerce çocuk masal okuyarak uyuyacak. Masal göndermek için aşağıda ki resme tıklayabilirsiniz.

masal gonder

MasalAbi

Masal Abi Olarak Çocuklarıma Okumayacağım Hiçbir Masalı Evlatlarınıza Okumayacağımdan Emin Olabilirsiniz. Bende Bir Baba Olarak Kendi Evlatlarıma Okumadığım Hiçbir Masalı Sizlere Sunmuyorum.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


Başa dön tuşu