Minik Ayıcık ve Sihirli Balon

Minik Ayıcık ve Sihirli Balon

Bir varmış, bir yokmuş. Uzak diyarlarda, yemyeşil ağaçların, rengârenk çiçeklerin olduğu bir ormanda minik bir ayıcık yaşarmış. Bu minik ayıcığın adı Maviş’miş çünkü gözleri gökyüzü gibi masmaviymiş. Tüyleri yumuşacık, patileri pamuk gibiydi.

Bir sabah Maviş erkenden uyanmış. Kuşların cıvıltısını, yaprakların hışırtısını duymuş. “Ne güzel bir gün!” demiş kendi kendine. Karnı da biraz acıkmış. Ormanın içinde yürürken tatlı meyveler toplamış. Ahududu, böğürtlen, çilek… Hepsini afiyetle yemiş.

Maviş ormanda gezinirken yerde parlayan bir şey görmüş. Yaklaşmış, bakmış ki ne görsün? Rengârenk, kocaman bir balon! Balon gökkuşağı gibi ışıldıyormuş.

“Vay canına! Ne kadar güzel bir balon bu!” demiş.

Balonu eline almış, hafifçe bırakmış. Balon yavaşça gökyüzüne doğru yükselmeye başlamış. Maviş sevinçle peşinden koşmuş.

Yolda arkadaşı Tavşancık ile karşılaşmış. Tavşancık uzun kulaklarını dikmiş, merakla sormuş:

“Maviş, nereye böyle koşuyorsun?”

Maviş gülümsemiş:

“Sihirli balonumu yakalamaya gidiyorum! Gel, birlikte yakalayalım!”

Tavşancık zıplayarak cevap vermiş:

“Harika! Hadi gidelim!”

İki arkadaş balonun peşinden koşmuşlar. Balon bazen ağaçların dallarına takılıyor, bazen de bulutlara dokunuyormuş. Bir süre sonra Kuşcuk yanlarına gelmiş. Kanatlarını çırparak sormuş:

“Merhaba arkadaşlar! Ne yapıyorsunuz?”

Maviş ve Tavşancık bir ağızdan:

“Sihirli balonumuzu yakalamaya çalışıyoruz. Sen de bize katılır mısın?”

Kuşcuk neşeyle:

“Elbette katılırım! Uçarak balonu yakalayabilirim!”

Kuşcuk kanatlarını hızlıca çırpmış, balona doğru uçmuş. Tam balona dokunacakken hafif bir rüzgar esmiş ve balon uzaklaşmış. Kuşcuk şaşırmış:

“Aaa, bu balon gerçekten sihirliymiş!”

Hep birlikte balonun peşinden gitmeye devam etmişler. Yolda Minik Sincap ile karşılaşmışlar. Sincap sormuş:

“Arkadaşlar, nereye böyle koşturuyorsunuz?”

Maviş anlatmış:

“Sihirli balonumuzu yakalamaya çalışıyoruz. Gel, sen de bize katıl!”

Sincap kuyruğunu sallamış:

“Tabii ki katılırım!”

Dört arkadaş balonun peşinden ormanın derinliklerine doğru ilerlemişler. Yolda Çiçek Perisi ile karşılaşmışlar. Çiçek Perisi gülümseyerek demiş ki:

“Merhaba küçük dostlarım! Neden böyle acele ediyorsunuz?”

Tavşancık heyecanla:

“Sihirli balonumuzu yakalamaya çalışıyoruz ama bir türlü yakalayamıyoruz!”

Çiçek Perisi elindeki sihirli değneğini sallamış:

“Belki de biraz sihir yardımcı olur.”

Tam o anda balon yavaşça yere doğru inmeye başlamış. Maviş sevinçle:

“Bakın, balon aşağı iniyor!”

Ancak balon tam yere inecekken tekrar yükselmiş ve büyük bir ağacın tepesine takılmış. Maviş üzgün bir sesle:

“Şimdi ne yapacağız?”

Minik Sincap gülümsemiş:

“Merak etmeyin, ben ağaca tırmanabilirim!”

Sincap hızlıca ağaca tırmanmış, balonu almış ve aşağıya inmiş. Balonu Maviş’e uzatmış:

“İşte balonun!”

Maviş çok mutlu olmuş:

“Teşekkür ederim Sincap! Sen harika bir arkadaşsın!”

O sırada gökyüzünde parlak bir ışık belirmiş. Hepsi başlarını kaldırıp bakmışlar. Gökkuşağı gibi parlayan bir ışık onların etrafını sarmış. Çiçek Perisi gülümseyerek açıklamış:

“Bu balon aslında dostluğun sihrini taşıyor. Birlikte çalıştığınız için bu sihri hak ettiniz.”

Hepsi birbirine bakmış ve gülümsemiş. Maviş demiş ki:

“Sizin gibi arkadaşlarım olduğu için çok şanslıyım!”

O gün hep birlikte balonla oynamışlar, şarkılar söylemişler, dans etmişler. Güneş batmaya başladığında herkes evine gitmek üzere vedalaşmış.

Maviş evine dönerken kalbi mutlulukla dolmuş. Yatağına yatmış, yumuşacık yorganına sarılmış ve gözlerini kapatmış.

“Ne güzel bir gün geçirdik!” diye fısıldamış.

Ve hepsi mutlu mutlu uyumuşlar.

Evet çocuklar bu masalımızda burada bitti. Sizde Bebek Masalları yazarak tarafımıza gönderebilirsiniz. Gönderdiğiniz masallar sayesinde binlerce çocuk masal okuyarak uyuyacak. Masal göndermek için aşağıda ki resme tıklayabilirsiniz.