Küçük Robotun Büyük Macerası
Küçük Robot, Minik Tavşan ve Şen Şakrak Kuş, sihirli gökkuşağını bulmak için ormanda maceraya atılırlar. Yolda Kirpi'ye yardım eder, bir köprü inşa eder ve Hınzır Tilki'nin tuzağından kaçarlar. Yaşlı Baykuş'un rehberliğinde gökkuşağını bulup dileklerini dilerler. Bu macera boyunca dostluğun ve yardımlaşmanın değerini keşfederler.

Küçük Robotun Büyük Macerası
Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde, güzel bir kasabada yaşayan sevimli bir robot varmış. Bu robotun adı Küçük Robot’muş. Parlak metal gövdesi, ışıldayan gözleri ve gülen yüzüyle herkesin sevgilisiymiş.
Bir sabah, Küçük Robot güneşin ilk ışıklarıyla uyanmış. Penceresinden dışarı bakmış ve kuşların cıvıltılarını duymuş. “Ne güzel bir gün!” demiş kendi kendine. “Bugün macera dolu bir gün olacak, hissediyorum.”
Bahçeye çıktığında, en yakın arkadaşı Minik Tavşan’ı zıplarken görmüş. “Günaydın Minik Tavşan!” diye seslenmiş. “Bugün ne yapmayı planlıyorsun?”
Minik Tavşan heyecanla cevap vermiş: “Ormanın derinliklerinde saklı sihirli bir gökkuşağı olduğunu duydum. Efsaneye göre, gökkuşağının sonunda dilekler gerçekleşirmiş. Onu bulmaya ne dersin?”
Küçük Robot’un gözleri parlamış. “Bu harika bir fikir! Hemen yola çıkalım.”
Yola koyulmuşlar ve kısa bir süre sonra Şen Şakrak Kuş ile karşılaşmışlar. Şen Şakrak Kuş, dalların arasında neşeyle şarkı söylüyormuş. “Merhaba arkadaşlar! Nereye böyle aceleyle gidiyorsunuz?” diye sormuş.
“Ormanın derinliklerindeki sihirli gökkuşağını arıyoruz,” demiş Minik Tavşan. “Bizimle gelmek ister misin?”
Şen Şakrak Kuş kanatlarını çırparak sevinçle cevap vermiş: “Elbette! Ben de size yükseklerden yol gösterebilirim.”
Üç arkadaş birlikte ormana doğru ilerlemeye başlamışlar. Yol boyunca rengârenk çiçekler, kelebekler ve şarkı söyleyen kuşlar onlara eşlik etmiş. Ormanın derinliklerine doğru ilerlerken bir dereye rastlamışlar. Ancak köprü yıkılmış olduğu için karşıya geçemiyorlarmış.
Küçük Robot düşünmüş. “Endişelenmeyin arkadaşlar, benim mekanik kollarımla yeni bir köprü yapabiliriz.” Hep birlikte dalları ve taşları toplayarak sağlam bir köprü inşa etmişler. Minik Tavşan sevinçle zıplamış. “Başardık!”
Dereden geçtikten sonra, yolda üzgün görünen bir Kirpi ile karşılaşmışlar. Küçük Robot nazikçe sormuş: “Merhaba Kirpi, neden üzgünsün?”
Kirpi iç çekmiş. “Yuva yapmak için topladığım yapraklar rüzgârda uçup gitti. Şimdi nerede uyuyacağımı bilmiyorum.”
Minik Tavşan hemen atılmış: “Üzülme Kirpi, sana yeni yapraklar toplamana yardım edebiliriz!”
Şen Şakrak Kuş da kanatlarını açmış. “Ben de yüksek dallardan en yumuşak yaprakları getirebilirim.”
Küçük Robot gülümsemiş. “Birlikte çalışırsak her şeyi başarabiliriz!”
Hep birlikte çalışarak Kirpi için güzel bir yuva yapmışlar. Kirpi mutluluktan parlamış. “Hepinize çok teşekkür ederim! Gerçek dostlar olduğunuzu gösterdiniz.”
Yollarına devam ederken, ormanın en karanlık ve gizemli kısmına gelmişler. Birden büyük bir ağacın arkasından Hınzır Tilki çıkmış. “Hey, nereye gidiyorsunuz küçük dostlar?” diye sormuş sinsi bir gülümsemeyle.
Minik Tavşan biraz korkmuş ama cesurca cevap vermiş: “Sihirli gökkuşağını arıyoruz.”
Hınzır Tilki gözlerini kısarak demiş ki: “Belki size yardımcı olabilirim, ama önce benim için bir iyilik yapmanız gerek.”
Küçük Robot dikkatli bir şekilde sormuş: “Ne tür bir iyilik?”
Tilki hilekâr bir sesle demiş ki: “Şu yüksek ağacın tepesindeki altın elmayı bana getirirseniz, size gökkuşağının yolunu gösteririm.”
Şen Şakrak Kuş hemen atılmış: “Ben o elmayı alabilirim, ama neden bu kadar önemli?”
Tilki gülmüş. “Soru sormak yok, sadece getirin.”
Küçük Robot arkadaşlarına dönmüş. “Bu işte bir tuhaflık var. Belki de bize tuzak kuruyor.”
Minik Tavşan başını sallamış. “Haklısın. Bence kendi yolumuzu bulmalıyız.”
Tam o sırada, ormanın bilge sakini Yaşlı Baykuş ortaya çıkmış. “Çocuklar,” demiş yumuşak bir sesle, “Hınzır Tilki’nin oyunlarına gelmeyin. Gökkuşağına giden gerçek yolu size gösterebilirim.”
Küçük Robot sevinçle sormuş: “Gerçekten mi? Bize yardım edebilir misiniz?”
Yaşlı Baykuş başını sallamış. “Elbette. Ama unutmayın, en önemli şey yardımlaşmak ve dostluktur.”
Yaşlı Baykuş’un gösterdiği yoldan ilerlemişler ve sonunda büyük, açık bir alana çıkmışlar. Gökyüzünde muhteşem bir gökkuşağı parlıyormuş. Renkleri o kadar canlı ve parlakmış ki gözlerine inanamamışlar.
Minik Tavşan hayranlıkla demiş ki: “Ne kadar güzel! Dileklerimizi dileyelim mi?”
Küçük Robot düşünmüş. “Benim dileğim, hep birlikte mutlu ve huzurlu bir şekilde yaşayabilmek.”
Şen Şakrak Kuş da eklemiş: “Ben de dostluğumuzun sonsuza dek sürmesini diliyorum.”
Tam o sırada, Kirpi de yanlarına gelmiş. “Sizi takip ettim,” demiş gülümseyerek. “Ben de bu anı paylaşmak istedim.”
Hep birlikte gökkuşağının altında şarkılar söylemişler, oyunlar oynamışlar. Zamanın nasıl geçtiğini anlamamışlar bile.
Güneş batmaya başlayınca eve dönme vakti gelmiş. Küçük Robot arkadaşlarına dönmüş. “Bugün harika bir gündü. Hem yeni maceralar yaşadık hem de dostluğumuzun ne kadar önemli olduğunu anladık.”
Minik Tavşan başını sallamış. “Evet, gerçek hazine dostlukmuş.”
Şen Şakrak Kuş kanatlarını açmış. “Yarın yeni maceralarda buluşmak üzere!”
Herkes evlerine dönmüş. Küçük Robot yatağına uzanmış ve gözlerini kapatmış. Gökkuşağının renkleri ve arkadaşlarının gülüşleri rüyalarına eşlik etmiş.
“Yarın,” demiş kendi kendine, “yeni maceralar ve dostluklar için sabırsızlanıyorum.”
Ve böylece Küçük Robot mutlu bir şekilde uykuya dalmış, kalbinde dostluğun sıcaklığıyla.
Evet çocuklar bu masalımızda burada bitti. Sizde Macera Hikayeleri yazarak tarafımıza gönderebilirsiniz. Gönderdiğiniz masallar sayesinde binlerce çocuk masal okuyarak uyuyacak. Masal göndermek için aşağıda ki resme tıklayabilirsiniz.




