Çizgi Çizgi Gökkuşağı
Gökkuşağı, bir sabah renklerini kaybettiğini fark eder ve arkadaşı Gökçik ile birlikte onları bulmak için bir yolculuğa çıkar. Kırmızı balonla parkta, mavi nehirde, sarı papatyalar arasında, diğer renkleri ise dağlarda ve gün batımında bulurlar. Renkler, dünyayı görmek için ayrıldıklarını ama hep geri döndüklerini söyler. Gökkuşağı, paylaşmanın ve dostluğun değerini öğrenir, böylece daha parlak ve mutlu olur.

Çizgi Çizgi Gökkuşağı
Bir zamanlar gökyüzünde yaşayan, yedi rengin güzelliğini taşıyan bir gökkuşağı vardı. O kadar parlak ve canlıydı ki yağmurdan sonra herkes onu görmek için gökyüzüne bakardı. Çocuklar sevinir, kuşlar onun etrafında uçar, çiçekler ona bakarak dans ederdi. Ama bir sabah, gökkuşağı uyandığında çok şaşırdı.
Renkler Nereye Gitti?
Gökkuşağı, aynaya bakınca kendi gözlerine inanamadı. Renkleri yok olmuştu! Sadece solgun bir griyle kalakalmıştı.
“Renklerim nerede?” diye üzüntüyle sordu. “Bensiz gökyüzü neşe saçmaz ki…”
Tam o sırada, gökyüzünden bir kuş yanına uçtu. Bu minik kuş, Gökçik adında bir serçeydi ve gökkuşağının en iyi dostlarından biriydi.
“Ne oldu, dostum? Neden böyle solgun görünüyorsun?” diye sordu Gökçik.
Gökkuşağı derin bir nefes aldı ve olanları anlattı. Gökçik hemen havalandı.
“Merak etme! Birlikte renklerini buluruz. Hadi hemen başlayalım!”
Kırmızıyı Aramak
İlk durakları bir çocuk parkıydı. Güneşten bir ipucu almışlardı: Kırmızı renk bir çocuğun balonuyla oyun oynuyordu. Parka vardıklarında, rüzgarla dans eden kırmızı bir balon gördüler.
“Kırmızı, neden buradasın?” diye sordu gökkuşağı.
Kırmızı balon gülümsedi.
“Biraz oyun oynamak istedim. Ama sanırım artık dönme zamanı.” dedi ve gökkuşağına geri döndü.
Sarı ve Yeşil
Sonra çayıra gittiler. Çimenlerin arasında uyuyan bir renk fark ettiler. Yeşil çimenlerin üzerine serilmiş, güneşin tadını çıkarıyordu.
“Yeşil! Burada ne yapıyorsun?” diye sordu gökkuşağı.
Yeşil esnedi ve güldü.
“Doğanın kollarında biraz dinlenmek istedim, ama şimdi hazırım!” dedi ve gökkuşağına geri döndü.
Bu sırada Gökçik, papatyalar arasında parlayan sarı bir ışık gördü.
“Sarı, seni bulduk!” dedi heyecanla.
Sarı, papatyanın taç yapraklarının üstünden seslendi:
“Ben burayı çok sevdim. Ama gökkuşağını eksik bırakmak istemem. İşte geliyorum!”
Mavi, Mor ve Turuncu
Mavi, nehirde balıklarla oynuyordu. Birlikte köpüklerden baloncuklar yapmışlardı.
“Balıklarla dans etmek çok eğlenceli!” dedi Mavi. “Ama artık geri dönme zamanı.”
Mor, dağların zirvesinde dinleniyordu. Gökçik ve gökkuşağı ona ulaştığında, mor manzarayı izliyordu.
“Hep gökyüzünde olmaktan biraz yoruldum. Bu dağlar çok huzurlu.”
“Senin yerin benim yanımda,” dedi gökkuşağı.
Mor, gülümseyerek geri döndü.
Son olarak turuncuyu gün batımında buldular. Güneşin kızıl ışıklarına karışmış, ufukta bir renge dönüşmüştü.
“Güneşle vakit geçirmek güzeldi ama asıl evim sensin, gökkuşağı!” dedi ve geri döndü.
Paylaşmanın Gücü
Gökkuşağı tüm renklerini geri kazandığında, kendini daha güçlü hissetti. Ama aynı zamanda renklerin neden ayrıldığını merak ediyordu.
“Renklerim, neden benden uzaklaştınız?” diye sordu.
Kırmızı cevapladı:
“Bazen farklı yerlerde olmak, dünyayı görmek istiyoruz. Ama hep geri döneriz, çünkü evimiz sensin.”
Gökkuşağı, dostlarını anladı.
“Öyleyse, sizinle vakit geçirmeye izin vereceğim. Paylaşmak, hepimizi mutlu ediyor!” dedi.
O günden sonra, gökkuşağı sadece yağmurdan sonra değil, insanların hayallerinde ve oyunlarında da görünmeye başladı. Çocuklar onun renklerinden ilham alıp resimler çizdi, gökyüzü ise her zamankinden daha neşeliydi.
Ve gökkuşağı, yıldızların altında huzurla uyudu. Çünkü paylaşmanın, dostluğun ve hayallerin rengi sonsuzdu.
SON 🌈
Evet çocuklar Çizgi Çizgi Gökkuşağı adlı masalımızda burada bitti. Sizde Uyku Masalları yazarak tarafımıza gönderebilirsiniz. Gönderdiğiniz masallar sayesinde binlerce çocuk masal okuyarak uyuyacak. Masal göndermek için aşağıda ki resme tıklayabilirsiniz.
