Büyülü Elma Ağacının Sırrı

Küçük Ali, büyülü bir elma ağacının sırlarını keşfeder ve dileklerinin sadece başkalarının iyiliği için olduğunda gerçekleştiğini öğrenir. Annesinin iyileşmesini dileyen Ali, ağacın meyvesini alır ve dileği gerçekleşir. Ali, her dolunay gecesi ağacı ziyaret edip köydekilerin mutluluğu için dileklerde bulunur. Zamanla, başkalarına yardım etmenin en büyük macera olduğunu anlar.

Büyülü Elma Ağacının Sırrı

Bir zamanlar, uzak dağların arasında gizlenmiş, küçük ve huzurlu bir köy vardı. Bu köyde yaşayan herkes, eski bir efsaneden bahsederdi: Köyün çok uzaklarındaki bir ormanın derinliklerinde, büyülü bir elma ağacı gizliydi. Bu ağaç, yılda sadece bir gece, dolunayın tam tepesinde olduğu gece, parlayan meyveler verirdi. Ama bu meyveleri yalnızca kalbi temiz ve iyi niyetli olanlar görebilir, hatta dokunabilirdi.

Efsaneye göre, bu ağacın meyvesini yiyen kişi, hayatta en çok arzuladığı şeye kavuşurdu. Ancak meyvenin bir sırrı vardı: Dileyen kişinin isteği sadece kendisi için değil, başkalarının iyiliği için olursa, meyve daha parlak ve etkili olurdu. Ama bu sırrı sadece çok az insan bilirdi.

Köyde yaşayan küçük Ali, çok meraklı bir çocuktu. O, büyülü elma ağacının hikayesini dedesinden dinlemiş ve bu ağacı bulma hayalleriyle yaşamıştı. Ali’nin dedesi, köyün en bilge insanıydı. Bir gün, Ali dedesine sordu: “Dede, sence ben o büyülü ağacı bulabilir miyim?”

Dede gülümsedi ve sakalını sıvazlayarak cevap verdi: “Ali, kalbin temizse ve başkalarına yardım etmek istiyorsan, o ağaç seni bulacaktır.”

Ali, bu sözleri kafasına kazımıştı. Bir gün, ormanda oyun oynarken, yumuşacık çimenlerin üzerinde yürüdüğü bir patika buldu. Patika, çiçeklerle bezenmişti ve hiçbir zaman bu kadar güzel bir yol görmemişti. Kuşlar neşeyle şarkı söylüyor, arılar çiçeklerin üzerinde dans ediyordu. Ali, bu patikanın onu büyülü ağaca götürebileceğini düşündü ve merakla yürümeye başladı.

Patikanın sonuna vardığında, karşısında devasa bir elma ağacı gördü. Yaprakları altından yapılmış gibiydi, her biri güneş ışığını yansıtıyor ve parlıyordu. Dalları, gökyüzüne doğru uzanıyor, gökyüzündeki yıldızlarla yarışıyordu. Ağacın en üst dallarında, ışıl ışıl parlayan kırmızı elmalar vardı. Ali, ağzı açık bir şekilde bu büyüleyici manzaraya bakarken, kalbinde bir sıcaklık hissetti.

Çocuklarımızın İlgisini Çekebilir  Boğaç Han'ın Yiğitlik Sınavı

Ancak ağacın altında bir taş levha gördü. Levhada şu sözler yazılıydı: “Bu ağacın meyveleri sadece saf bir yürekle, başkalarının mutluluğunu isteyenlere görünür.”

Ali düşündü. En büyük hayali dünyayı gezmek, denizleri aşmak ve yeni yerler keşfetmekti. Ama o anda annesini hatırladı. Annesi, son zamanlarda çok hasta ve yorgundu. Ali’nin kalbi bu düşünceyle doldu ve bir an bile tereddüt etmeden ağaca doğru yaklaştı. Gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı. Sessizce şunu diledi: “Lütfen annem iyileşsin, eski sağlığına kavuşsun ve mutlu olsun.”

Tam o sırada, ağacın en parlak meyvesi yavaşça yerinden koptu ve Ali’nin ayaklarının dibine düştü. Ali, şaşkınlıkla yere eğildi ve meyveyi aldı. Elma, avucunun içinde bir yıldız gibi parlıyordu.

Ali, elmayı dikkatlice cebine koyarak eve döndü. Annesinin yatağının başucuna geldiğinde, meyveyi ona uzattı. Annesi elmayı aldı ve küçük bir parça ısırdı. İlk lokmada yüzü canlanmaya, gözleri parlamaya başladı. Birkaç gün içinde annesi tamamen iyileşti ve eski neşesine kavuştu. Ali’nin dileği gerçek olmuştu.

Ancak bu, hikayenin sadece başlangıcıydı. Ali, her dolunay gecesi büyülü ağacı ziyaret etmeye devam etti. Ama artık her defasında sadece kendisi için değil, başkalarının da mutluluğu için dileklerde bulunuyordu. Köydeki yaşlılara sağlık, çocuklara neşe ve çiftçilere bol hasat diledi. Ali’nin her dileği gerçekleştiğinde, köydeki herkes ona teşekkür ediyor, onun ne kadar iyi kalpli ve fedakar bir çocuk olduğunu söylüyordu.

Zamanla, Ali’nin ünü köyün dışına kadar yayıldı. Diğer köylerden insanlar da onun yardımını istemeye başladı. Ali ise büyülü ağacın sırrını sadece iyilik yapmak için kullanmaya devam etti. Böylece köydeki herkes mutlu ve huzurlu bir hayat sürdü. Ali, dünyayı gezme hayalini hiç unutmadı, ama bir gün, başkalarına yardım etmenin dünyadaki en büyük macera olduğunu anladı.

Çocuklarımızın İlgisini Çekebilir  Ay Işığındaki Macera

Evet çocuklar bu masalımızda burada bitti. Sizde Arkadaşlık ve Paylaşma Hikayeleri yazarak tarafımıza gönderebilirsiniz. Gönderdiğiniz masallar sayesinde binlerce çocuk masal okuyarak uyuyacak. Masal göndermek için aşağıda ki resme tıklayabilirsiniz.

masal gonder

MasalAbi

Masal Abi Olarak Çocuklarıma Okumayacağım Hiçbir Masalı Evlatlarınıza Okumayacağımdan Emin Olabilirsiniz. Bende Bir Baba Olarak Kendi Evlatlarıma Okumadığım Hiçbir Masalı Sizlere Sunmuyorum.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


Başa dön tuşu