Büyük Bostan Yarışı
Emir, dedesiyle birlikte Büyük Bostan Yarışı için kocaman bir kabak yetiştirir. Ancak yarıştan önce çıkan fırtına, sebzelerine zarar verir. Emir yılmadan kabağını korur ve yarışa katılır. Yarış günü, rakibi Hasan Abi’nin küçük oğlunun yarışamayacağını öğrenince, kendi kabağını ona vererek paylaşmanın değerini gösterir. Jüri, gerçek kazananın paylaşan kişi olduğunu ilan eder ve Emir, dostluk ve iyiliğin en büyük ödül olduğunu öğrenir.


Büyük Bostan Yarışı
Güneşin altın gibi parladığı, serin rüzgârların estiği güzel bir köyde, her yıl Büyük Bostan Yarışı düzenlenirdi. Bu yarışta köydeki herkes en büyük ve en güzel sebzeyi yetiştirmek için yarışırdı. Kazanan ise bütün köy halkının takdirini kazanır ve bostan şampiyonu olurdu!
Bu yıl yarışa Emir de katılmaya karar verdi. Dedesi yıllardır bu yarışta birçok ödül kazanmıştı ve şimdi sıra Emir’deydi!
Emir’in Bostanı 🌱
Emir ve dedesi, kocaman bir kabak yetiştirmeye karar verdiler. Günlerce toprağı suladılar, yabani otları temizlediler ve sabırla beklediler.
Ancak köydeki herkes yarışa katılmak için çalışıyordu. Komşuları Ayşe Teyze, iri domatesler yetiştiriyordu, Ali Amca ise kocaman bir karpuz yetiştirmek için uğraşıyordu.
Ama Emir’in en büyük rakibi, köyün en iyi çiftçilerinden olan Hasan Abi’ydi. Hasan Abi’nin bostanı her zaman çok verimli olurdu ve o her yıl bu yarışın kazananıydı.
Bir Gün Fırtına Çıktı! ⛈
Günler ilerledikçe Emir’in kabağı büyümeye başladı. Ancak bir gece, şiddetli bir fırtına koptu.
Sabah olduğunda Emir, bostanına koştu. Bütün kabaklar rüzgâr yüzünden eğilmişti! Yapraklar uçuşmuş, toprağı sular basmıştı. Emir gözleri dolu dolu dedesine döndü.
Emir: “Dede, yarışa katılamayacağız! Kabağımız zarar gördü!”
Dede: “Sabırlı ol evlat, hala zaman var. Toprağı iyileştirir, kabağını korursan her şey düzelir.”
Emir üzüldü ama pes etmedi. Her gün kabağını kontrol etti, toprağı düzeltti ve onu rüzgârdan korumak için bir çadır yaptı.
Yarış Günü! 🏆
Sonunda yarış günü geldi! Bütün köylüler, meydanda toplandı. Herkes sebzesini getirdi: Ali Amca’nın kocaman karpuzu, Ayşe Teyze’nin parlak domatesleri, Hasan Abi’nin iri patlıcanları ve Emir’in kabakları!
Jüri sebzeleri tek tek inceledi. Emir’in kabağı tam 12 kilo geliyordu! Ama sonra Emir fark etti ki, Hasan Abi’nin patlıcanları harika görünüyordu!
Tam jüri karar vermek üzereyken, Emir bir şey fark etti. Hasan Abi’nin yanındaki küçük çocuk çok üzgündü. Yanına gidip sordu:
Emir: “Neden üzgünsün?”
Küçük Çocuk: “Babamın patlıcanları çok güzel ama biz yarışa katılamayacağız. Çünkü annemin hastalığı yüzünden bostanımıza bakamadık.”
Emir bir an durdu ve dedesinin sözlerini hatırladı:
“Paylaşmak, kazanmanın en güzel yoludur.”
Bir anda Emir’in aklına harika bir fikir geldi!
En Güzel Zafer! 🎖
Emir kendi kabağını aldı ve küçük çocuğa verdi.
Emir: “Bunu senin için yetiştirdim! Sen de yarışa katılmalısın.”
Küçük çocuk heyecanla kabağı alıp jüriye götürdü. Bütün köylüler bu davranışı alkışladı.
Sonunda jüri yarışın kazananını açıkladı:
🏆 “Bu yılın şampiyonu… Emir ve Hasan Abi’nin küçük oğlu oldu! Çünkü gerçek kazanan, paylaşan ve iyiliği düşünen kişidir!” 🏆
Emir çok mutlu oldu. Çünkü ödülden daha önemli olan şeyin, dostluk ve paylaşmak olduğunu öğrenmişti!
Ve o günden sonra Emir, bostanına sadece büyüklük için değil, paylaşmak için de sebzeler yetiştirdi.
Evet çocuklar Büyük Bostan Yarışı adlı masalımızda burada bitti. Sizde Büyük Bostan Yarışı gibi Uyku Masalları yazarak tarafımıza gönderebilirsiniz. Gönderdiğiniz masallar sayesinde binlerce çocuk masal okuyarak uyuyacak. Masal göndermek için aşağıda ki resme tıklayabilirsiniz.
